Savaşın efendilerini boykot

Fatih Avcı: “Müslümanlarla savaş halinde olan bir ülkenin mallarını kullanmak caiz midir?”

 

Bir milleti, bir toplumu topluca yok etme vahşetinden ibaret olan ve Tevrat’ın âyetlerine bile hiçbir şekilde sığmayan aşağılık bir kıyım ve yıkım hareketi olan İsrail saldırganlığını kabul etmek mümkün değildir. Dünya halklarının ve yer yer devletlerin tepkileri elbette baştan sona haklı olmakla beraber, oldukça yetersizdir. Dünya bu ölüm hareketine karşı daha net ve etkin bir çözümde birleşmelidir.

Bu vahşette ölen çoluk çocuk, kadın, yaşlı ve sair masumlar şehittirler ve İnşallah sorgusuz sualsiz Cennete gidiyorlar. Kalanlar da vatanlarını savunuyorlar. İmkânları kıt olsa da, yok olsa da, en asil bir duruş ve en yürekten bir karşı koyuşla kurşunlara göğüslerini geriyorlar. Onlar, Allah nezdinde görevlerini yapıyorlar. Eminim; mahşerde sıkıntı çekmeyecekler. Hesapları kolay olacak. Orada üzülmeyecekler. Ya koskoca İslâm ülkeleri! Bu suskunluğu, bu tepkisizliği, bu sessizliği, bu zulme seyirci kalışı, bu çaresizliği nasıl izah edecekler? İki milyar Müslüman’ın birer tükürükle boğabileceği bir avuç İsrail karşısında, cihad ruhunu yitirmiş bir çaresizlik ve çözümsüzlük içinde bocalayışının hesabı kitabı olmayacak mı? Mahşerde âlem-i İslâm adına ben bundan korkuyorum! Ve yine korkuyorum ki, kader-i İlâhî bunun hesabını mahşere bırakmayacak. Âlem-i İslâm üst üste verdiği fetvalarla dünyada görecek!

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin işaret ettiği ittihad-ı İslâm’a; Müslüman’ca kardeşliğe ve uhuvvete; ilimde, fende, teknikte, adalette, hukukta, savunmada, birlik ve beraberliğe ne kadar muhtacız! Ekmek ve sudan da öte! Yoksa düşmanın kanattığı bir yaranın kanayan mevzide kendi başına kanamaya devam etmesi ve diğer mevzilerde hiçbir tepkinin oluşmaması, “İnneme’l-mü’minune ihvetün” (Mü’minler kardeştirler) âyetinin inanırlarına hiç yakışmıyor. Ve kader, Müslümanları böyle tokatlarla bir araya getireceğe benziyor.

OKU:   Damat adayında, ne gibi şartlar aranmalıdır?

Umalım ve duâ edelim ki, bu ittihad, bu bir araya geliş, bu birlik ve beraberliği sağlayış, bu ortak dertlerde ortak adımlar atma vizyonunda birleşme işi Müslümanlara pahalıya ve acıya mal olmasın. Allah Müslümanlara kardeşliği pahalıya satmasın!

Caiz mi, değil mi ikilemini bir tarafa bırakarak; savaş ve ölüm karşıtı bütün tepkilere katılmamak elde değil. Çünkü savaş ve ölüme karşı durmak esasen Müslümanlığımızın gereği. Haksız ve hukuksuz savaşın efendilerinin her türlü mallarını boykotta birleşirsek, bu asil hareketimiz, kavlî ve kalbî duâlarımıza takviye hükmünde, Allah nezdinde İnşallah bir hal dili olur.

Sözün burasında, sözün bittiği yerde, Mustafa Zerrin’in gönderdiği, Bob Dylan’ın kaleme aldığı Masters Of War (Savaşın Efendileri) başlıklı şiirin bir kısmını dilerseniz hislerimize tercüman yapalım:

Siz, İsa’ya (as) ihanet eden hain Yahuda kadar eskisiniz!

Siz isteyince bir dünya savaşı kazanılabilir!

Ateş etmek için başkaları adına bütün tetiklere basarsınız

Sonra bir şeyin ardına yerleşir ve ölü sayısının artmasını seyredersiniz

Genç insanların bedenlerinden kanlar akarken ve

Çamura karışırken siz malikânelerinize saklanırsınız

Sizin, damarlarınızda dolaşan kan kadar bile değeriniz yoktur Â

İsa (as) bile yaptıklarınızdan ötürü sizi asla bağışlamayacaktır. Â

Size bir şey sorayım: Paranız, bağışlanmanızı satın alacak kadar sağlam mı,

Bunun olabileceğini mi düşünüyorsunuz?

Bence siz öldüğünüzde, bunun bedelinin ne olduğunu anlayacaksınız

Biriktirdiğiniz bütün para, ruhunuzu geri almaya asla yetmeyecektir. Â

OKU:   Dinde ve dindarlıkta denklik

Umarım ölürsünüz ve hem de bir an önce,

Soluk bir öğleden sonrasında tabutunuzun ardından gideceğim

Ve ölüm-yatağınızdan aşağıya inerken sizi seyredeceğim

Öldüğünüzden emin oluncaya kadar da mezarınızın başında dikileceğim.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir