17. Söz’de eksiden artıya yükseliş

Zübeyir bey: “17. Söz’de geçen ‘nefy-i nefiy ispattır’ cümlesini açar mısınız?” İçimizde; “ene” veya “benlik” dediğimiz, kendi hâline bıraktığımızda hakikati perdeleyen ve hakkı gölgeleyen bir korkunç duvar ve bir müthiş canavar vardır. Allah’tan bize gelen her ne nimet varsa ters yüz edip kendisine alan ve kendisini kaynak gösteren, binde bin

Devamı

Risâle-i Nur ve rivayetler

Erkan Bey: “Hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübâlâğalı tergib ve terhib ile, gıybeti katle müsâvî veya ayakta bevl etmek zinâ derecesinde göstermek veya bir dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi muvâzenesiz sözler, katl ve zinâyı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar.” (Muhakemât, s. 27) “Meselâ: ‘Gıybet katl gibidir’

Devamı

Tefekkür dersleri

Merve Hanım: “Mesnevî-i Nûriye’deki şu cümleleri izah eder misiniz: 1- ‘Sen bazı vecihlerden fenaya gittiğin zaman Hâlıkı Rahmanı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfîdir’ (s. 206) 2- ‘Hem de, âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, sahili yoktur; içine dalma boğulursun.’ (s. 125)” 1- “Sen bazı vecihlerden fenâya

Devamı

Bediüzzaman’ın kötülük problemine bakışı

Bloomington’dan okuyucumuz: “Şu sorulara cevap vermenizi istirham ediyorum. Bunu bizim Müslümanlığımızın gereği sayıyorum. Burada felsefe öğrencileri şu soruları soruyor: ‘Yaratıcı kendi elçilerine bile belâ vermiş, musîbet vermiş? Neden? Dünyada herkes çile çekiyor; masumu, mazlûmu, fakiri, suçsuzu, çoluğu, çocuğu, büyüğü, küçüğü. Şefkatli bildiğin ve herkesi seviyor dediğin yaratıcın bu çileleri neden

Devamı

Tenkit ve tefani üzerine

İsmâil Bey: “‘Üstadımız birbirinizi tenkit etmeyiniz’ derken; bazıları müsbet ve menfî tenkit olduğunu söylüyorlar. Tenkit konusunu açıklar mısınız?” Tenkit, kendimizi, başkasını veya bir işi eleştirmek; davranışın veya işin hatâlı, hatâsız ve kâmil yanlarını muhataba bildirmekten ibârettir. İçindeki ilâve unsurlara göre kıymet almaktadır. Meselâ tenkidin üslûbu yanında, içinde kendini övme, muhatabı

Devamı

Risâle-i Nur müşteri aramaz

Edincik’ten Ali Karakaş: “‘Risâle-i Nur müşteri aramaz’ sözü ne demektir? Tebliğ vazifesini dikkate aldığımızda bu sözü nasıl anlayacağız?” Hakkı ve hakikati tebliğ etmek, Kur’ân’ın önemli emirlerindendir. Fakat vazifenin tebliğ ile sınırlı olduğu; tebliğde ısrar edilmemesi gerektiği ve tebliğ edildikten sonra hidayet verme işinin bizzat Allah’a ait olduğu da, Kur’ân’ın önemli

Devamı