Cüz’i ihtiyarinin tasarrufu

Serdar Akabey: “26. Söz’de cüz-i ihtiyârînin üssü’l-esâsı olan meyelânın veya meyelândaki tasarrufun emr-i itibarî, yani farazî olduğu ve vücud-u haricîsi olmadığı için kula verildiği, aksi takdirde kula verilemeyeceği ifade ediliyor. Bu ne demektir? Bu bölümü biraz açar mısınız?” Bedîüzzaman Hazretleri Kader Risâlesi’nde, kader ile cüz’-i ihtiyârînin, bir kulun irâdî fiillerinde

Devamı

Risâle-i Nurda Cevad ismi

“Risâle-i Nur’da Cevad ismini açıklar mısınız?” Cevşenü’l-Kebir’de geçen Allah’ın güzel ve eşsiz esmasından birisi de Cevâd ism-i şerifidir. Cevşen’de bu güzel isim üç yerde “Zü’l-Cûd” (Sonsuz cömertlik sahibi) biçimiyle geçiyor. Bir cümlede ise: “Ya ecvedü min külli cevad” (ey cömertlerin en cömerdi) şekliyle geçiyor. Bu güzel isim bize anlatıyor ki,

Devamı

Hayat mertebeleri

Birinci Mektub-Birinci Suâl’de şehitler için geçen: “Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemâl-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar…” ifadesini kendi ölümlerindeki firak acılığını hissetmiyorlar şekliyle mi anlamalıyız veya başkalarının ölümlerini de birlikte düşünürsek; Üstadın yeğeninin Üstadımızı ölmüş bilmesi ve onun için çok

Devamı

Bekayı feda etmek

HT rumuzuyla soran okuyucumuz: “Dördüncü Şuâ’da Birinci Mertebe-i Hasbiye’de: ‘..ki hayatımı ve bekamı maalmemnuniye onların (bütün dostlarımın) saadetleri için feda ediyorum’ deniyor. Bekayı feda etmeyi açıklar mısınız?” Birinci Mertebe-i Hasbiye-i Nuriye beka aşkını işliyor. Beka aşkının nefsin gafletiyle kişinin kendi bekasına dönük yaşandığı zannedilse de, beka aşkı kişinin kendi bekasına

Devamı

İnsandaki beka mührü

Merve Hanım: “Mesnevî-i Nuriye’deki şu cümleyi izah eder misiniz: ‘Sen bazı vecihlerden fenaya gittiğin zaman Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malumunda bâkî kalmaklığın senin bekan için kâfidir.’1” İnsan fanidir. Dünya hemen her bakımından insanı yiyip söndürmeye hazır bir potansiyele sahiptir. Dünya üzerindeki fena damgası insanı durmadan hırpalamaktadır. İnsan acizdir, yalnızdır,

Devamı

Hikmet bahçesinden meyve koparmak

Sezgin Bey: “Risâle-i Nûr’u daha iyi anlamak için hangi şartlarda ve nasıl okumak gerekir?” Risâle-i Nûr, gaybî hakikatlerle ilgili olarak tahkikî imanın çağdaş sesidir. Kalbin, iman esaslarına tanıklığının ifadesidir. Ruha imânî meselelerde ilme’l-yakîn mertebesinden başlayarak, ayne’l-yakîn ve hakka’l-yakîn mertebelerine kadar inkişaf ve açılım veren Kur’ânî bir hikmet deryasıdır. Yani insanı

Devamı

Risâle-i Nur’da rızkın dört mutfağı

Songül Hanım: “Bediüzzaman, İşârâtü’l-İ’câz’ın 59. sayfası 10. Burhan’da diyor ki: ‘Şâyân-ı dikkattir ki, o madde-i lâtife, dört mutfakta pişirildikten sonra ve dört inkılâptan geçtikten sonra ve dört süzgeçten tasfiye edildikten sonra rızık olarak taksim edilir.’ Bu cümleyi açar mısınız? Burada bahsi geçen dört mutfak, dört inkılâp ve dört süzgeç nelerdir?

Devamı