Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır

Recep Albayrak: “Mesnevî-i Nuriye’de geçen, ‘Nazarla niyet mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalb eder” cümlesini açar mısınız? Niyet sevabı günaha, günahı sevaba nasıl çevirir” Peygamber Efendimize (asm), hicret edenlerin arasında birisinin, sadece bir kadını nikâhlamak niyeti taşıdığı, bunun için hicret ettiği bildirilir. Peygamber Efendimiz (asm): “Ameller niyetlere

Devamı

Dâhilî bilgileri nurlandırmak

Ankara/Polatlı’dan Sibel Pektaş: “Mesnevî-i Nuriye, sayfa 105’te geçen: ‘Afakî malûmat, yani hariçten, uzaklardan alınan malûmat, evham ve vesveselerden hali olamıyor. Amma bizzat vicdanî bir şuura mahal olan enfüsî ve dâhili malûmat ise, evham ve ihtimallerden temizdir. Binaenaleyh, merkezden muhite, dâhilden harice bakmak lâzımdır.’ cümlesini açıklar mısınız?” Risâle-i Nur’un bazı kısımları,

Devamı

İnsanın nisyandan gelmesi

Yozgat’tan okuyucumuz: “Mesnevî-i Nûriye’nin 201. Sayfasında geçen, ‘İnsan nisyandan alındığı için nisyana müptelâdır.’ cümlesinde insanın nisyandan alınması ne demektir?” Unutkanlık, insanoğlunun en önde gelen sıfatlarındadır. Yerinde kullanılırsa bazen bir nimete, bazen bir rahmete vesile olur. Yerinde kullanılmadığında bazen vahamet ve dalâlete vasıta olur; bazen de en hafif ifadeyle hastalıktan başka

Devamı

Ene, zerre ve Besmele

Murad Bey: “Üstad Hazretlerinin, ene ve zerre bahislerini aynı risâlenin iki bölümünde izah etmiş olmasının hikmeti nedir?” Risâle-i Nur’dan Otuzuncu Söz “ene”ye ve “zerre”ye tahsis edilmiştir. Birinci Maksad’da ene’nin mâhiyeti ve gizli bilinmeyenleri, İkinci Maksad’da ise zerrenin mâhiyeti ve gizli bilinmeyenleri hârika bir biçimde keşfedilmiştir. Üstad Hazretleri ene’yi, “Biz emâneti

Devamı

Derin bir basiret: İhlâs

İ. S. Rumuzlu okuyucumuz: “Risâle-i Nûr hizmetinde Gavs-ı Azam Abdulkâdir Geylânî Hazretlerinin ve Hazret-i Ali’nin (ra) tasarrufları ve yakın alâkaları var mıdır? Varsa bu hangi özellikten dolayıdır?” Evliyâdan bazılarının, makamlarının kâbiliyetine göre kendileri ölmüş olsa bile, kıyâmete kadar Müslümanların muhtelif halleri ile, İslâmiyet’in inkişâfı ile, Kur’ân ve Îmân hizmetiyle yer

Devamı

Vermek istemeseydi istemek verir miydi?

İzmir’den okuyucumuz: “Mektûbât’ta geçen ‘Vermek istemeseydi, istemek vermezdi’ sözünü açıklar mısınız?” Cenâb-ı Allah, Vehhab’dır. Yani kullarına cömertçe veren, mahlûkâtının her ihtiyâcını umulmadık yerlerden bedelsiz ihsan eden, her isteyene karşılıksız, bol, bereketle ve cömertçe ikrâm edendir. Cenâb-ı Hak hastaya şifâ, dertliye devâ verir, musîbete düşene âfiyet hîbe eder, dalâlette olana hidâyet

Devamı

Dünyayı sevelim; ama…

Selman Nur: “Dünya sevgisinde ölçü nedir? Bediüzzaman Hazretleri dünyanın üç yüzü olduğunu söylüyor. Bunu açıklar mısınız?” Cenâb-ı Hak dünyayı ve dünyadaki her şeyi güzel yarattığını, fakat bunların geçici olduğunu, aldanılmaması gerektiğini, asıl dönülecek ve varılacak yerin Allah’ın huzuru olduğunu bildiriyor. “Nefsanî arzulara, kadınlara, oğullara, hesapsız şekilde biriktirilip istif edilmiş altın

Devamı