Nefsin sabırla imtihanı

Afyonkarahisar’dan Hasan Koç: “21. Söz’de Üstad Hazretleri, ‘Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musîbete kâfi gelebilir. Ve o kuvvetle dayan.’ 1 diyor. Bu cümlede geçen, sabır kuvvetini sağa sola dağıtmak nasıl olur? Açıklar mısınız?” Bahsettiğiniz cümle, Yirmi Birinci Sözün Birinci Makamı Üçüncü

Devamı

Kulun erken uyarı sistemleri: Namaz vakitleri

Sakarya’dan Ramazan Gündoğdu: “Namaz vakitlerinin hikmetleri nelerdir?”   Her şeyden önce, farz namazları günün beş vaktinde sadece emrolunduğu için kılıyoruz. Çünkü bu vakitler girdiğinde namaz kılmamızın tek illeti emirdir. Kâinâtın Sâhibi, belirli vakitler girdiğinde namaz kılmamızı emir buyurmuştur. Emre uymak ve bu vakitlerde namaz kılmak bizim kulluk borcumuzdur. Bununla beraber,

Devamı

Tefekkür

Mustafa Bey: “Kastamonu Lâhikası’nın 179. Sayfasında geçen, “Hizb-i Nûrî’de, hem ‘tefekkürü saatin’ sırrı, hem küllî bir ubûdiyet bulunduğundan…” cümlesini açar mısınız?” Akıl ehline tefekkürü emreden Kur’ân, kendisi de bizâtihî tefekkür hazînesidir. Peygamber Efendimiz de (asm), bir saat tefekkürün bir sene nafile ibâdete bedel olduğunu beyan buyurmuştur. “Hizbü’l-Ekber-i Nûriye”, Risâle-i Nûr’un

Devamı

Kur’ân’ın diğer kelâmlar içindeki yeri

“İ” rumuzlu okuyucumuz: “Risâle-i Nûr’a göre, Kur’ân’ın diğer kelâmlar içindeki yeri ve önemi nedir?” Kur’ân’ın, İsm-i Azam’dan ve her ismin azamlık mertebesinden geldiğini ve bütün âlemlerin Rabb’i îtibâriyle Allah kelâmı olduğunu beyan eden Üstad Bedîüzzaman, sair İlâhî kelîmelerin ise bir kısmının has bir îtibâr ile, cüz’î bir unvan ile, husûsî

Devamı

İman ve sevgi

Feyzi Bey: “Mesnevî-i Nuriye’de (s. 88) geçen, ‘Bazen bir şeye şiddetli muhabbet, o şeyin inkârına sebep olur’ cümlesini açıklar mısınız?” Muhabbet ve sevgi inkârın değil, tevhidin konusudur ve tevhidin malıdır. İnsan olduğu cihetle şüphesiz münkirde de sevgi var, ama münkirin sevgi duygusu imandan beslenmediği için münkirin inkârını arttırıyor. Normalde muhabbet

Devamı

Allah Vehhab’dır

“İz” rumuzlu okuyucumuz: “Mektûbât’ta geçen ‘Vermek istemeseydi, istemek vermezdi’ sözünü açıklar mısınız?” Cenâb-ı Allah, Vehhab’dır. Yani kullarına cömertçe veren, mahlûkâtının her ihtiyâcını umulmadık yerlerden bedelsiz ihsan eden, her isteyene karşılıksız, bol, bereketle ve cömertçe ikrâm edendir. Cenâb-ı Hak hastaya şifâ, dertliye devâ verir, musîbete düşene âfiyet hîbe eder, dalâlette olana

Devamı

Tefekkür üzerine

Merve Hanım: “Mesnevî-i Nûriye’deki şu cümleleri izah eder misiniz: 1- “Sen bazı vecihlerden fenaya gittiğin zaman Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda bâki kalmaklığın senin bekan için kâfidir” 2- “Hem de, afakî tefekkür, dipsiz denize benziyor, sahili yoktur; içine dalma boğulursun.” 1- “Sen bazı vecihlerden fenâya gittiğin zaman Hâlık-ı Rahmân-ı

Devamı