Şanlıurfa’da Bediüzzaman mevlidi

Bugün yirmi beş Ramazan bin dört yüz otuz üç. Bediüzzaman’ın dar-ı Bekâ yolculuğunun sene-i devriyesi. Bediüzzaman, dar-ı Bekâ’ya uçtuğu yerde bugün, mevlidle, duâlarla, fatihalarla anılıyor. Tertip heyetine binler tebrikler… Allah razı olsun! Urfa’da vefatı Bediüzzaman mukadderatı bilerek tercih etmiştir. EMİRDAĞ’DA HASTALANMIŞTI Hastalandığında Emirdağ’daydı. Dr. Tahir Barçın gelmiş, serum vermiş, iğne

Devamı

Gafil nefsin aldandığı nokta

Sabri Bey: “Mesnevi-i Nuriye’de geçen şu paragrafı açıklar mısınız: ‘Gafil nefis, ahireti dünyanın bitişiğinde ve dünyayla bağlı bir menzil zannediyor. Bu itibarla nefsin elinde iki silâh vardır. Dünyanın zeval ve fenasının eleminden kurtulmak için ahireti düşünmekle ümitvar olur. -ahiret için lâzım olan a’mal külfetine gelince, gaflet veya tegafül ile ondan

Devamı

Hırsız ve zekât

Temel Bey: “Mektûbat’ta Yirmi İkinci Mektûbun İkinci Mebhas’ındaki suâlin ikinci haşiyesinde, ‘eskiden verdiği kırktan ki, her sene gâliben ve lâakal ribh-i ticârî ve nesl-i hayvânî cihetiyle, o kırktan taze olarak on adet verir.’ cümlesini açıklar mısınız?” Hazret-i Üstâd Yirmi İkinci Mektub’un İkinci Mebhas’ına hırs’ın bir mahrumiyet, zillet ve sefalet sebebi

Devamı

Ürperten kavram: İdam-ı ebedi

Samsun’dan okuyucumuz: “Asa-yı Musa’da, sefâhet, haram, itikatsızlık ve fıskta devam edenlerin, tevbe etmemesi halinde ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferit (beka-i ruha inanan ve sefahatte gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacakları beyan ediliyor. Burada geçen idam-ı ebedî ve haps-i münferit nedir? Ebedî yokluk mudur? Ebedî

Devamı

Yirmi Altıncı Pencere’de su ve beka

İs. Rumuzlu Okuyucumuz: “Otuz Üçüncü Sözün Yirmi Altıncı Penceresinde Allah’ın Sermediyeti ırmaktaki kabarcıklar ile ispat edilir. Bu konuyu açıklar mısınız?” Yeryüzünün soğuk ve katı yüreğini ısıtan ve sevimli kılan unsurlardan biri güneşse, biri de sudur. Kıvrım kıvrım akan çaylar ve ırmaklar içimizi bir serçe kuşu kalbi gibi heyecanla doldurur yakınında

Devamı

Şehitler kendilerini neden ölmüş bilmiyorlar?

Sıbğatullah Bey: “Birinci Mektub-Birinci Sualde şehitler için geçen, ‘Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar…’ ifadesini açıklar mısınız?” Risâle-i Nur’dan Birinci Mektub hayat mertebelerini beyan eder. Bu mertebeleri kısaca arz edelim: 1- Hayat mertebelerden birincisi, bizim şu

Devamı

Küremiz hayvana benziyor!

Tuba Hanım: “Hakikat Çekirdeklerinden ‘Küremiz hayvana benziyor; asar-ı hayat gösteriyor..’ cümlesiyle başlayan 105. maddeyi açıklar mısınız?” Risale-i Nur’un ekser yerinde hayatla vahdet birlikte ele alınır. Hatta vahdetin, yani Kâinat Hâlık’ının birliğinin en açık delillerinden birisi olarak hep hayat nazara verilir. Üstad Bedîüzzaman, hayatı bazen kâinatla, bazen risâletle, bazen Kur’ân vahyi

Devamı